Tarifi yok bu dünyada...
Hiç yaşanmamış duyguların hiç bulunmamış kelimeleri gerek anlatmaya.
Söyle diyorsun ama,
Ağzımdan çıkmıyor ki, alfabelere girmemiş o ses.
Bilmiyorum, nasıl söylenir kaybolduğun yerin adresi.
Göstereyim istiyorum,
Bulamıyorum hiç bir tabloda, varlığının rengini.
Kafam çok karışık...
Öğrendiğimiz her şey yanlış mıymış yoksa ?
İçtenlik olarak anlatılan, sevmek diye yaşanılanlar,
Neden bu tarifsiz hislerim kadar güzel değillerdi ?
Aşk mı, sevgi mi, şefkat mi, dostluk mu ?
Hiç birine sığmıyor bu küflü kalıpların.
Alışılmışların dışındayım.
O an yaşadım.
Yanağındaki veda öpücüğünde yaşadım,
Pamuksu mutluluğu ve gerçek sandıklarımızın kalbimi ikiye bölmesini.
Sana gülümserken ağladım.
Kokun bile kalırken üzerimde,
Sevgin nasıl sinmesin yüreğime ?
İnsanlar uçamaz diye öğretilmiş bize,
Sana ulaşmak istesem de, yere çakılıyorum her denememde.
Benden ne istiyorsun ki ?
Mutluluk mu ?... Tutabilsem onu vermez miyim sana ?
Ama en az senin kadar beceriksizim kumdan kaleler yapmakta.
Ya yıkılırsa...
Keşke rüyam olsan...
Bu aptal dünyanın doğrularıyla açıklanamayan o güzel anları yaşasak da doyasıya,
Uyanınca saçma olsak.
Gerçek olamayacak kadar saçma...
Keşke rüyam olsan...
Hayatım, işim, hayallerim bensiz kalsa,
Ben hiç uyanmasam.