'Liseli' üyelerin yeni adayı Adnan Öztürk'tü ancak o da çekilince Adnan Polat seçimi kazandı.
***
Lisenin sonu
Liseliler, Canaydın'a "artık yeter" dedi. Yeni adayları Adnan Öztürk'tü Ancak o da çekilince liseli olmayan Polat seçimi kazanıp, koltuğu kaptı!.. Takım 2. devreye 5'te 5'le başladı. Ancak üst üste Bayer, Kasımpaşa ve Beşiktaş yenilgileri ümitleri sarstı. Fener'in kupadan elenmesi ilaç oldu.
2007'yi tatsız bitiren Galatasaray için 2008 mutlu başladı. Çaykur Rizespor, Bursaspor, Ankaragücü, Manisaspor ve Konyaspor galibiyetleri sarı-kırmızılıların yüzünü güldürdü. Kupada OFTAŞ karşısında alınan 3-0'lık yenilgi bile tur geçildiği için keyifleri bozmuyordu. Ancak federasyonun karla kaplı zemini temizletip bir gün sonra oynattığı Konyaspor
maçı, skor olarak değil ama mental olarak Galatasaray'a ağır bir darbe vurmuştu. Sarı-kırmızılılar, Konya deplasmanı sonrası hem Avrupa'da hem de Türkiye'de inişe geçti. 5-1'lik Leverkusen mağlubiyeti ile Avrupa defteri kapandı. 21 Şubat, Galatasaray için kum saatinin ters döndüğü tarihti sanki. Galatasaray'da başkan olmasına artık kesin gözüyle bakılan başkan yardımcısı Adnan Polat, Futbol Federasyonu'nu, maçı ertelemediği için ağır şekilde eleştiriyordu. Galatasaray için 21 Şubat'taki Leverkusen yenilgisinin, 29 Eylül'deki Lincoln-Hakan Şükür krizi kadar ağır sonuçları oldu. Sarı-kırmızılılar bu ikinci şoktan aylar sonra çıkabilecekti.
ALBAYRAK'IN KADERİ
Ligde, sonuncu Kasımpaşa ve hemen ardından Beşiktaş karşısında alınan yenilgiler sarı-kırmızılıları ateşe attı. İki hafta içinde Galatasaray'ın 6, Fenerbahçe'nin 5 puan kaybetmesi ise yeni bir lider yarattı: Beşiktaş. Galatasaray açısından ligde alınan darbelerin etkisini gideren faktör ise kupada Fenerbahçe'yi safdışı bırakmaktı. Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki güzel futbol ve Ali Sami Yen'deki galibiyet, Galatasaray'ın özgüvenini yerine getirmişti. En azından uzun süredir yenemediği ezeli rakibinin artık yenilebilir olduğunu kendine kanıtlamıştı... Diğer yandan da seçim hareketliliği yaşıyordu Galatasaray. Seyrantepe'deki stadın inşaatını başlatan Özhan Canaydın'ın tek liste olarak seçime gireceği ve bu kez istediği yönetimi oluşturacağı söyleniyordu. Ancak Canaydın son ana kadar bekledikten, lisenin desteğini arkasına alamayacağını anladıktan sonra sağlık sorunları nedeniyle aday olmayacağını açıkladı, veliaht olarak da şeklen de olsa yardımcısı Adnan Polat'ı gösterdi. Canaydın'ın çekilmesinde İnan Kıraç başrolü üstlenen isimdi. Canaydın'dan açık açık aday olmamasını isteyen Kıraç'ın adayı liseli olması itibarıyla da Adnan Öztürk'tü. Ancak seçim çalışmalarına aylar öncesinden başlayan ve kendi deyimiyle dersini çalışan Öztürk, özel hayatıyla ilgili tehditler aldığını açıklayarak seçimlere 1 hafta kala adaylıktan resmen çekildiğini açıkladı. Böylece bir nevi liseli Öztürk ile liseden olmayan Polat karşı karşıya gelmemiş oldu. Öztürk'ün ardından Polat'ın karşısına çıkan diğer göstermelik adaylar da birer birer çekilecek; Polat seçimde, etkisiz adaylardan Nazım Durak karşısında çok net bir zafer elde edecekti. Bu zafer kulüp üzerindeki 6 yıllık lise hakimiyetinin sona ermesi anlamına geliyordu. Liseli Özhan Canaydın gitmiş, yerine lise dışından Adnan Polat gelmişti. Bu en çok Galatasaray'ın artık halka açılmasını isteyenleri memnun etmişti. Seçim sürecinin ilginç anı ise Abdurrahim Albayrak'ı önce listesine alıp sonra çıkarmasıydı. Mevcut futbol şube sorumlusu Haldun Üstünel'in vetosuna takılıp listeden son anda çıkarılan Albayrak'ın Radyospor'da Bülent Yüksel'in İmza programına katılıp hüngür hüngür ağlaması da akıllara kazındı. Show TV Spor Müdürü Aybars Hünalp, Albayrak-Üstünel rekabetine farklı bir bakış açısı getiriyordu:
'İMAJ' TARTIŞMASI!
"Haldun Üstünel'in vetosu lafına katılmayarak Haldun Üstünel'in uyarısı diye düzeltmek istiyorum. Çünkü bizim duyduğumuz Haldun Üstünel, Adnan Polat'a giderek 'Gerekirse beni de alma, Albayrak'ı da. Albayrak bu kulübün çizmeyi düşündüğü yeni imaja uymuyor' dedi. Ayrıca Abdurrahim Albayrak'ın Özhan Canaydın'ın başkan seçildiği ilk gün kulüpten alacağı olan parayı hemşehrisi Başbakan Mesut Yılmaz aracılığıyla istettiği de kulaktan kulağa yayıldı. Galatasaray yönetiminde genellikle verdiği doğru kararlar ile kriz yönetimi konusunda uzmanlaşan Adnan Polat, bu kararıyla da bence doğru adım attı. Tribün üzerinde inanılmaz bir gücü olan Haldun Üstünel bu anlamda Abdurrahim Albayrak'ı veto etmedi tam tersine kendisini feda etmeyi önerdi..."