Yıldızsız gecelerdi hasreti.
Işıltısız, yakamozsuz sahillerdi.
Gürleyen dalgaların sesi eşliğinde,
Su hasretiyle kavrulan bitkilerdi.
Düşmekti yüksek kayalıklardan.
Engin derya'da çığlık çığlığa bağırmak,
Bağırırken amansızca boğulmaktı.
Güz rüzgarlarıyla dökülen yapraklardı.
Gecenin gölgesi, gölgesi geceydi.
Yani gecedeydi tüm var oluşu.
Dehşetle sıvalı sonun gelişi,
Bitmek bilmeyen bitişleri kucaklayıştı.
Ve aslında kapanıştı.
Perdelerin aniden inmesi.
Törensiz ve mecalsiz,
Ve hatta utançla bezenik.
Yaşam sahnesinin terk edilişiydi.