Yüreğim antik çağdan kalma
bir harâbeye dönmüş
Gönlüm sanki 2. dünyâ savaşında
ağır
bir bombardımana uğramış
bir şehir gibi yıkık dökük
Bir sen yoksun bu şehirde
Ümitlerimin hepsi şehrin enkâzının
altında kalıp parçalanan cesetler
şeklinde çürümeye yüz tutmuş
Ortalığı masif bir koku
kaplamış
Sevdâmın enkâzı dağılmış
dört bir yana
Gestapolar seni alıp götürmüşler
gönlümdeki bu harap şehirden
Senden hâtırâ olarak
ucu yanmış bir kaç fotoğraf
ve bir kaç mektup kalmış yalnızca
yıkık duvarların arasında
Düşman uçakları hiç durmadan keder
bombalarını yağdırmakta gündüz
gece
gönlümdeki sensiz şehre
Gündüzlerim gece olmuş
gecelerim ise zifiri karanlık
karartma gecelerinde
Bir sen yoksun bu yıkık
ve harap şehirde
Bir sen yoksun ölümün kol gezdiği
gönlümdeki bu kırık dökük şehirde
Bir sen yoksun sevgilim.